Onun kuşkulu bir geçmişi var.
- She had a questionable past.
Kuşkulu şeyler yaptım.
- I've done questionable things.
Bu hesap defterinde birçok şüpheli noktalar var.
- There are many questionable points in this ledger.
Birçok insanın davranışları şüpheli.
- The behaviour of many people is questionable.
Bu tartışılabilir bir politika.
- It's a questionable policy.