Onlar onu kayıp kabul ettiler.
- They gave him up for lost.
Kayıp bir köpeği kim buldu?
- Who has found a lost dog?
Kaybolmuş olabileceğinden korkuyorum.
- I am afraid that you will get lost.
O, kaybolmuş ve rahatsız hissetti.
- He felt lost and uncomfortable.
Genelkurmay başkanı savaşın kaybedildiğini bildirdi.
- The army chief reported that the war was lost.
Aslında ne kadar para kaybedildi?
- How much money was actually lost?
Tom biraz dalgın görünüyor.
- Tom looks a little lost.
Tom kaybolmuş ve şaşırmış gibi görünüyor.
- Tom looks lost and confused.
Deep beneath the ocean, the Titanic was lost to the world.