abgebunden

listen to the pronunciation of abgebunden
English - Turkish

Definition of abgebunden in English Turkish dictionary

set
pekiştirmek
set
kışkırtmak
set
girişmek
cured
{f} tedavi edilmiş
hardened
{f} sertleştir

O kili ateşe koyarak sertleştirdi. - He hardened clay by putting it into a fire.

İsviçre göç politikasını sertleştirdi. - Switzerland hardened its immigration policy.

set
kararlı
cured
tuzlama, kurutma gibi çeşitli yöntemlerle et, balık gibi yiyecekleri muhafaza etmek
cured
küre tabi tutulmuş
cured
islah edilmiş
cured
(Nükleer Bilimler) pişirilmiş
hardened
{s} kaşarlanmış
hardened
{s} katılaşmış
hardened
{i} se
hardened
{f} sertleştir: adj.sertleştirilmiş
hardened
sertleştirilmiş
hardened
(Askeri) ZEMİNİ SERTLEŞTİRİLMİŞ; SERTLEŞTİRİLMİŞ (HV.): Nükleer taarruz veya diğer infilak tesirlerinin fazla basıncına dayanması için beton veya toprakla sertleştirilmiş
set
{f} ayarlamak

Tom'un her gece yatmaya gitmeden önce yaptığı son şey çalar saatini ayarlamaktır. - The last thing Tom does every night before going to sleep is set his alarm clock.

Ben düzgün şeyler ayarlamak istiyorum. - I'd like to set things straight.

set
{f} batmak

Güneş batmak üzeredir. - The sun is about to set.

Güneş batmak üzereydi. - The sun was about to set.

German - English
ligated
hardened
tied up
thickened
set hard
set
cured
untied
undone
tied off
put a tourniquet