abart

listen to the pronunciation of abart
German - Turkish
German - English
varietal form
variation
variant (of something)
variety
Turkish - English
exaggerate

Tom tends to exaggerate. - Tom abartma eğilimindedir.

Don't take it literally. He is inclined to exaggerate. - Onu harfi harfine almayın. O abartma eğilimindedir.

{f} exaggerated

The fisherman exaggerated the size of the fish he had caught. - Balıkçı yakaladığı balığın büyüklüğünü abarttı.

The salesman made some exaggerated claims in order to sell his product. - Satıcı onun ürününü satmak için bazı abartılı iddialar ortaya attı.

play up
{f} exaggerating

Aren't you exaggerating a little? - Biraz abartmıyor musun?

You have a habit of exaggerating everything. - Her şeyi abartma alışkanlığın var.

overstate

The company overstated its profits. - Şirket kârını abarttı.

Let's not overstate matters here. - Burada konuları abartmayalım.

drag up