a young person; a child; esp

listen to the pronunciation of a young person; a child; esp
English - Turkish

Definition of a young person; a child; esp in English Turkish dictionary

chicken
tavuk

Biz biraz tavuk çorbası yedik. - We had some chicken soup.

O, bir tavuk satın aldı. - She bought a chicken.

chicken
piliç

Tom bir ekstra-baharat kovası, kızarmış piliç ve bir konteyner lahana salatası ısmarladı. - Tom bought a bucket of extra-spicy fried chicken and a container of coleslaw.

Tabakta bir parça piliç, bir patates ve biraz yeşil bezelye vardı. - On the plate was a piece of chicken, a potato and some green peas.

chicken
piliç eti
chicken
(deyim) korkak olmak (coward)

chicken out olarak sözlükte yer alıyor.

chicken
{i} civciv
chicken
korkak

Sen böyle bir korkaksın. - You're such a chicken.

chicken
{i} kız

Tom, kızarmış tavuk seviyor. - Tom loves fried chicken.

Fırında kızartılmış tavuğu severim. - I like roast chicken.

chicken
ödlek
chicken
{i} piliç, tavuk eti
chicken
{i} toy
chicken
(fiil) korkak davranmak, korkudan çekinmek
chicken
out korkudan çekinmek
chicken
{f} korkudan çekinmek
chicken
genç kız
chicken
{i} cesaret yoklama oyunu
chicken
{f} out argo korkudan çekinmek
English - English
chicken
a young person; a child; esp
Favorites