Bu bir dil sürçmesiydi.
- It was a slip of the tongue.
Bu bir tür dil sürçmesi olmalı.
- This must have been some kind of Freudian slip.
O kaydı ve neredeyse düşecekti.
- He slipped and nearly fell.
Politikacı bir yılan balığı gibi kaygan!
- The politician is as slippery as an eel!
She couldn't hurt a fly, young slip of a girl that she is.