Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir ön yargıya sebep olmasın diye Bayan Cockburn adını gizledi.
- Mrs Cockburn concealed her name lest the knowledge of her sex and youth should produce a prejudice against her work.
Malezya'daki gençlik Kore ve Japonya'daki ünlülerden gerçekten hoşlanıyor.
- The youth in Malaysia really like Korean and Japanese celebrities.
Malezya'daki gençlik Kore ve Japonya'daki ünlülerden gerçekten hoşlanıyor.
- The youth in Malaysia really like Korean and Japanese celebrities.
Gençlik ve cinsiyetiyle ilgili bilgi işine karşı bir ön yargıya sebep olmasın diye Bayan Cockburn adını gizledi.
- Mrs Cockburn concealed her name lest the knowledge of her sex and youth should produce a prejudice against her work.
Şu genç adam bisikletçiliğe çok düşkündür.
- That young man is very keen on cycling.
Kapının önünde genç bir adam şarkı söylüyor.
- A young man is singing before the door.
Bilim Mastering gençlerimizin coşkulu bir isteğidir.
- Mastering science is an ardent wish of our youth.
Yeni davranış kurallarını ihlâl etmekten yakalanan gençler seyahat özgürlüğü haklarını kaybedecekler, ve bu hakkı geri almak için parasız toplum işini tamamlamak zorunda kalacaklar.
- Youths who are caught violating the new rules on behaviour will lose their right to free travel, and will have to complete unpaid community work to earn it back.
Then the captain said, And just what d'you know of Lord Rothbury, fellow-me-lad? I told you. I'm with his militia, Portia repeated doggedly.
... Harold, and a young man from Normandy, swept into England and defeated King Harold at the ...
... And this young man in October of his freshman year said something like the following. “The ...