O, bir tavuk satın aldı.
- She bought a chicken.
Biz, öğleyin pizza ve tavuk yedik.
- We've eaten pizza and chicken at noon.
Tabakta bir parça piliç, bir patates ve biraz yeşil bezelye vardı.
- On the plate was a piece of chicken, a potato and some green peas.
Bir hindi, bir piliçten biraz daha büyüktür.
- A turkey is a little bigger than a chicken.
chicken out olarak sözlükte yer alıyor.
Sen böyle bir korkaksın.
- You're such a chicken.
Maşa kullanmadan tavuk kızartabilen bir adamın videosunu izledim.
- I saw a video of a man who can fry chicken without using tongs.
Fırında kızartılmış tavuğu severim.
- I like roast chicken.