English - Turkish
Definition of a wooden vessel, part of a gun, cylinder in English Turkish dictionary
- barrel
- {i} namlu
Bu tüfeğin namlusunu temizle.
-Clean the barrel of this rifle.
- barrel
- fıçı
- barrel
- {i} varil
Bir varilde kaç litre benzin vardır?
-How many litres of oil are there in a barrel?
Orta Doğu petrol fiyatları varil başına beş dolar fırladı.
-Middle Eastern oil prices jumped by five dollars per barrel.
- barrel
- top veya tüfek namlusu
- barrel
- varıl
- barrel
- fıçı dolusu
- barrel
- büyük miktar
- barrel
- {i} atın karnı veya beli
- barrel
- barrel roll uçuşta uçağın ekseni üzerinde tam bir devir yapması
- barrel
- {f} uçmak (Argo)
- barrel
- {i} kovan
- barrel
- barrel buoy fıçı şamandıra
- barrel
- arabayı hlzlı kullanmak
- barrel
- fıçıya koymak
- barrel
- (fiil) fıçılamak, hızlı gitmek, uçmak (Argo)
- barrel
- {f} fıçılamak
- barrel
- (isim) fıçı, varil; namlu; kovan, çark; atın karnı veya beli
- barrel
- bir varilin içine alacağı miktar
Related Terms
English - English
Definition of a wooden vessel, part of a gun, cylinder in English English dictionary
- {n} barrel
a wooden vessel, part of a gun, cylinder
Hyphenation
a Wood·en vessel, part of a gun, cyl·in·derPronunciation
Resimler
Favorites