English - Turkish
Definition of a winding, crooked, or involved course; as, the meanders of an old river in English Turkish dictionary
- meander
- dolambaçlı yoldan git
- meander
- yavaş ve amaçsız bir şekilde konuşmak
- meander
- salınmak
- meander
- başıboş gezmek
- meander
- (ırmak) kıvrıla kıvrıla gitmek
- meander
- dolanmak
- meander
- {f} kıvırmak
- meander
- kıvrım
- meander
- gezinmek
- meander
- avare dolaşmak
- meander
- {f} boş boş dolaşmak
- meander
- {f} kıvrılmak
- meander
- zikzaklı veya dolambaçlı devinim
- meander
- {f} dolambaçlı yoldan gitmek
- meander
- x mırıldan/kıvrılarak git
- meander
- Menderes Irmağının eski ismi
- meander
- girintili kavislerden yapılmış nakış
- meander
- dolambaçlı yol
Related Terms
English - English
Definition of a winding, crooked, or involved course; as, the meanders of an old river in English English dictionary
- meander
a winding, crooked, or involved course; as, the meanders of an old river
Hyphenation
a winding, crooked, or in·volved course; as, the meanders of an old ri·verPronunciation
Resimler
History
Favorites