Senin uyanmak için en sevdiğin müzik türü hangisi?
- What's your favorite kind of music to wake up to?
Yarın sabah erken uyanmak istiyorum.
- I want to wake up early tomorrow morning.
Uçuş görevlisi Tom'u uyandırmak için salladı ve ona uçağın indiğini söyledi.
- The flight attendant shook Tom awake and told him that the plane had landed.
Tom Mary'yi uyandırmak için nazikçe sarstı.
- Tom gently shook Mary awake.
Bu Alplerin bir manzarasıdır.
- This is a view of the Alps.
Herkes buradan manzaranın güzel olduğunu söylüyor.
- Everyone says the view from here is beautiful.
Sanırım yalnızca ben farkındayım.
- I think I am the only one awake.
Tom ders sırasında uyanık kalamadı.
- Tom couldn't stay awake during class.
Tom, bütün gece uyanık yattı.
- Tom lay awake all night.
Tokyo'nun gece görüntüsü muhteşemdir.
- The night view of Tokyo is wonderful.
Image Viewer bir resim görüntüleme yazılımıdır. Bu yazılım çok küçük bir programdır. Bu yazılımda sadece basit fonksiyonlar var. Bu, Tatoeba Project kullanıcıları tarafından çevrilebilir.
- Image Viewer is an image viewing software. This software is a very small program. This software has basic functions only. This is translatable by Tatoeba Project users.
Bakış açınızı anlayabiliyorum.
- I can understand your point of view.
Benim kişisel bakış açıma göre onun fikri doğrudur.
- From my personal point of view, his opinion is right.
Seni uyandırmak istemedim.
- I didn't mean to wake you.
Tom kendini uyandırmak için kendi üzerine soğuk su döktü.
- Tom poured cold water over himself to wake himself up.
Bir avukat olma düşüncesiyle gece gündüz çalıştı.
- He studied day and night with a view to becoming a lawyer.
Ben küçük esprileri seviyorum ve senin şeyler üzerinde düşünceni ve görüşlerini oldukça kıskanıyorum.
- I love our little jokes and I'm quite jealous of your thinking and views on things.
Annesi onu uyandırıncaya kadar Jim uyanmadı.
- Jim didn't wake up until his mother woke him.
Yarın sabah erken uyanmak zorundasın.
- You have to wake up early tomorrow morning.
Koyu bir fincan kahve uyanık kalmama yardım eder.
- A strong cup of coffee helps me wake up.
Bence Tom muhtemelen şimdiye kadar uyanmıştır.
- I think Tom is probably awake by now.
Tom şimdiye kadar uyanmış olmalı.
- Tom should be awake by now.
Hizmetçilerin çığlıkları herkesi uyandırdı.
- The servants' screams awakened everyone.
Saat beşte uyandırıldım.
- I was awakened at five o'clock.
Lütfen altıda beni uyandır.
- Please wake me at six.
Çalar saat beni 7:00 de uyandırır.
- The alarm clock wakes me at seven.
Bu cümleyi görmek için en az on sekiz yaşında olmalısın.
- You must be at least eighteen to view this sentence.
How long I slept I cannot tell, for I had nothing to guide me to the time, but woke at length, and found myself still in darkness.
... tell you how the wake up call came to me. ...
... i wake up and we morning with a huge smile on my face ...