a volume in which we read or write

listen to the pronunciation of a volume in which we read or write
English - Turkish

Definition of a volume in which we read or write in English Turkish dictionary

book
{f} ayırtmak

Yarın akşam için dört kişilik bir masa ayırtmak istiyorum. - I'd like to book a table for four for tomorrow night.

Üç yer ayırtmak istiyorum. - I'd like to book three seats.

book
{f} tutmak

Onları temiz tutmak şartıyla sana elimdeki kitapları ödünç vereceğim. - I will lend you the books, which I have at my disposal, on condition that you keep them clean.

book
{i} liste

O listedeki kitapları Japonya'da bulmak zor olacak. - The books which are on that list will be difficult to find in Japan.

Kitaplarının tam listesini istiyorum. - I want a complete list of your books.

book
{f} yer ayırmak
book
{i} libretto
book
{i} opera metni
book
{f} rezerve et
book
{f} (polis) (sanığı/cezaya çarptırılan birini) kayda geçirmek
book
karakolda suçlu olarak kaydetmek
book
bap
book
{f} ayırmak
book
peylemek
book
sanığı kayda geçirmek
book
rezervasyon yaptırmak
book
kayıt

Kitap kulübüne kayıt yaptırmak, tanıtım paketinden sonra üç kitap daha satın almanızı şart koşar - Enrolling in the book club obligates you to buy three more books after the introductory package.

book
deftere geçirmek
book
defter

Tom defter tutma metodumuzu benimsedi. - Tom adopted our method of bookkeeping.

O, defterinde kitaptaki bir resmin kopyesini çizmişti. - In her notebook, she drew a copy of the picture that was in the book.

book
deste

Bu raflar birçok kitabı destekleyemez. - These shelves cannot support so many books.

book
{f} deftere işlemek
English - English
{n} book
a volume in which we read or write

    Hyphenation

    a vol·ume in which we read or write

    Turkish pronunciation

    ı välyum în hwîç wi rid ır rayt

    Pronunciation

    /ə ˈvälyo͞om ən ˈhwəʧ ˈwē ˈrēd ər ˈrīt/ /ə ˈvɑːljuːm ɪn ˈhwɪʧ ˈwiː ˈriːd ɜr ˈraɪt/
Favorites