Oda basın konferansının başlamasını bekleyen muhabirlerle tıka basa doluydu.
- The room was jam-packed with reporters waiting for the press conference to begin.
O, konferans sonuçları hakkında ne düşünüyor?
- What does she think about the conference results?
Başbakan yarın bir basın toplantısı düzenleyecek.
- The Prime Minister will hold a press conference tomorrow.
Bilimsel toplantılara katılırım.
- I attend scientific conferences.