a violent onset or attack with physical means, as blows, weapons, etc

listen to the pronunciation of a violent onset or attack with physical means, as blows, weapons, etc
English - Turkish

Definition of a violent onset or attack with physical means, as blows, weapons, etc in English Turkish dictionary

assault
{i} fiili tecavüz (hukuk)
assault
üstüne varmak
assault
baskın yapmak
assault
tecavüz

Tecavüz ve cinsel taciz şiddet suçlarıdır. - Rape and sexual assault are crimes of violence.

Orta yaşlı adam tecavüz ile suçlandı. - The middle aged man was charged with assault.

assault
atak
assault
hücum
assault
aniden ve vahşice saldırmak
assault
ani saldırı
assault
saldırı

Tom Mary'ye bir saldırı tüfeğini nerede alabileceğini bilip bilmediğini sordu. - Tom asked Mary if she knew where he could buy an assault rifle.

Saldırı için hazır değildik. - We were not prepared for the assault.

assault
{f} hücum etmek
assault
(isim) saldırı, hücum; tecâvüz, fiili tecavüz (hukuk)
assault
şiddetli hucum
assault
assault and batterymuessir fiil
assault
{i} tecâvüz

Orta yaşlı adam tecavüz ile suçlandı. - The middle aged man was charged with assault.

Tecavüz ve cinsel taciz şiddet suçlarıdır. - Rape and sexual assault are crimes of violence.

assault
(fiil) saldırmak, hücum etmek; tecâvüz etmek; ırza geçmek
assault
saldırı,v.saldır: n.saldırı
assault
aniden saldır
assault
(Askeri) (DOD, IADB) HÜCUM (AMERİKA SAVUNMA BAKANLIĞI, AMERİKAN SAVUNMA KURULU): 1. HÜCUM: Bir taarruzun son safhası, düşmanla göğüs göğüse muharebe. 2. ÇIKARMA HÜCUMU: Bir amfibi harekatta, amfibi görev kuvvetinin hedef bölgesine ulaşan ana taarruzu ile amfibi görev kuvveti vazifesinin başarılması arasındaki süre. 3. HÜCUM ETMEK: Bir top mevzii, direnek veya makinalı tüfek yuvası gibi yerel bir hedefe karşı kısa, şiddetli fakat iyi tertiplenmiş bir taarruza girişmek. 4. İNDİRME HÜCUMU: Bir hava harekatında; düşmanla yakın muharebe için hazırlanmış bir hava indirme kuvveti ile unsurlarının, hava araçları tarafından bir hedef bölgesine indirilmesiyle başlayan ve tespit edilmiş hedeflere taarruzla sona eren kısmı. Ayrıca bakınız: "assault phase; landing attack"
assault
(Askeri) TAARRUZ: Kıyıdaki sivillerle yapılan ilk temasla başlayıp çıkarma kuvvetinin askeri hükümet kontrol kıyısının tesisine kadar geçen devre
English - English
assault
a violent onset or attack with physical means, as blows, weapons, etc

    Hyphenation

    a vi·o·lent on·set or at·tack with phys·i·cal means, as blows, weapons, etc

    Pronunciation

Favorites