Biz perspektif kaybediyoruz.
- We're losing perspective.
Tom'un perspektifi yok.
- Tom has no perspective.
Soruna başka bir bakış açısından yaklaşmaya karar verdim.
- I've decided to approach the problem from another perspective.
Yeni bir bakış açısı elde etmelisin.
- You need to get a new perspective.
Bakış açısını kaybettin.
- You've lost perspective.
Onun siyasi bakış açısını onaylıyorum.
- I share his political perspective.