English - Turkish
Definition of a vessel of large size to contain liquids in English Turkish dictionary
- tank
- tank
- tank
- (Biyokimya) odacık
- tank
- depo
Bir depo kurşunsuz normal istiyorum.
-I'd like a full tank of regular unleaded.
Çim biçme deposunu doldururken benzin dökmemeye dikkat edin.
-Be careful not to spill gasoline when filling the tank on your lawn mower.
- tank
- sarnıç
- tank
- yakıt almak
- tank
- {i} fotoğraf banyo kabı
- tank
- {i} benzin deposu
Benzin deposu patlayacak.
-The gas tank is going to explode.
- tank
- (İnşaat) depo, hazne
- tank
- golcük
- tank
- istimini almak
- tank
- (Askeri) TANK: Genel olarak, top ve otomatik silahlarla teçhiz edilmiş tam tırtıllı ve zırhlı araç. Arazide harekat kabiliyeti, zırhla korunma imkanı ve yüksek müsademe kudreti, tankların başlıca özellikleliklerini teşkil eder. Ayrıca bak "heavy tahk". "light tank". "medium tank", "super heavy tank"
- tank
- {i} hapishane
- tank
- sarnıca koymak
- tank
- {i} tüp
- tank
- (isim) depo, tüp, benzin deposu, hazne, su deposu, sarnıç, tank, hapishane, fotoğraf banyo kabı
- tank
- {f} up (with) (taşıtın benzin deposunu)
- tank
- tank up k
- tank
- {i} depo; tank: gas tank benzin deposu. water tank su deposu. fish tank akvaryum
- tank
- {i} ask. tank
Related Terms
English - English
Definition of a vessel of large size to contain liquids in English English dictionary
- tank
a vessel of large size to contain liquids
Hyphenation
a ves·sel of large size to con·tain liquidsTurkish pronunciation
ı vesıl ıv lärc sayz tı kınteyn lîkwıdzPronunciation
/ə ˈvesəl əv ˈlärʤ ˈsīz tə kənˈtān ˈləkwədz/ /ə ˈvɛsəl əv ˈlɑːrʤ ˈsaɪz tə kənˈteɪn ˈlɪkwədz/
Resimler
Favorites