a unit of language greater than a sentence

English - Turkish

Definition of a unit of language greater than a sentence in English Turkish dictionary
discourse: {i} söylev
discourse: söylev,v.konuş: n.konuşma
discourse: {i} konuşma
Yemekten sonraki konuşmalarında, onlar politikadan bahsettiler. - In their discourse after dinner, they talked about politics.
discourse: vaiz
discourse: konuş
Yemekten sonraki konuşmalarında, onlar politikadan bahsettiler. - In their discourse after dinner, they talked about politics.
discourse: mükâleme
discourse: {i} araştırma
discourse: {f} bahsetmek
discourse: karşılıklı konuşma
discourse: {i} söylev, nutuk
discourse: (isim) konuşma, söylev, nutuk; tez, araştırma
discourse: {f} üzerinde durmak
discourse: {f} söylev vermek
discourse: {i} tez
discourse: (Sosyoloji, Toplumbilim) söylem (foucault)
discourse: nutuk/konuşma
discourse: nutuk çek/konuş
discourse: {i} ciddi ve ayrıntılı bir konuşma/yazı
discourse: söylemek
discourse: (fiil) konuşmak, bahsetmek, söylev vermek; üzerinde durmak; işlemek

English - English

Definition of a unit of language greater than a sentence in English English dictionary: discourse

a unit of language greater than a sentence

Hyphenation

a Unit of lan·guage Great·er than a sen·tence

ı yunıt ıv länggwıc greytır dhın ı sentıns

/ə ˈyo͞onət əv ˈlaɴɢgwəʤ ˈgrātər ᴛʜən ə ˈsentəns/ /ə ˈjuːnət əv ˈlæŋɡwəʤ ˈɡreɪtɜr ðən ə ˈsɛntəns/

History

Favorites