English - Turkish
Definition of a union made by welding in English Turkish dictionary
- weld
- {f} kaynak yapmak
- weld
- kaynak
Bu kapı kaynakla kapatıldı.
-This door has been welded shut.
Tom Mary'nin nasıl kaynak yapacağını bildiğini sandığını söyledi.
-Tom said that he thought Mary knew how to weld.
- weld
- {f} sıkıca birleştirmek
- weld
- kaynaklamak
- weld
- kaynak dikişi
- weld
- kaynak yaparak birleştirmek
- weld
- birleştirme
- weld
- kaynakla birleşmek
- weld
- {f} kaynak yap
Tom Mary'nin nasıl kaynak yapacağını bildiğini sandığını söyledi.
-Tom said that he thought Mary knew how to weld.
- weld
- {f} kaynamak
- weld
- {f} kaynak yapmak, kaynak yaparak birleştirmek, kaynatmak; kaynamak
- weld
- küçük muhabbetçiçeği
- weld
- Reseda luteola
- weld
- kuçük muhabbet çiçeğinden çıkarılan sarı boya
- weld
- (fiil) kaynak yapmak, leğimlemek, kaynamak, birleşmek
- weld
- (Tekstil) 1. kaynak 2. kaynak yapmak
- weld
- {f} birleşmek
- weld
- {i} kaynak yeri
Related Terms
English - English
Definition of a union made by welding in English English dictionary
- weld
a union made by welding
Hyphenation
a un·ion made by weldingTurkish pronunciation
ı yunyın meyd bay weldîngPronunciation
/ə ˈyo͞onyən ˈmād ˈbī ˈweldəɴɢ/ /ə ˈjuːnjən ˈmeɪd ˈbaɪ ˈwɛldɪŋ/
Resimler
History
Favorites