O, balıklar hakkında o kadar şeyi nasıl öğrendi?
- How did she get to know so much about fish?
Bu Tom'un yakaladığı balıklardan biri.
- This is one of the fish that Tom caught.
Hoverkraftım yılanbalığı dolu.
- My hovercraft is full of eels.
Hobilerim balık tutmak ve televizyon izlemektir.
- My hobbies are fishing and watching television.
Güzel bir gün ve canım balık tutmak istiyor.
- It is a fine day and I feel like going fishing.
Tom, oldukça sık balık avlamaya gider.
- Tom goes fishing quite often.
Balık avlamak için göllere gidiyor musun?
- Do you go fishing on the lakes?
Politikacı bir yılan balığı gibi kaygan!
- The politician is as slippery as an eel!
Dünyanın en yaşlı yılan balığı Åle yakın zamanda öldü. Yaklaşık olarak 150 yaşındaydı.
- Åle, the world's oldest eel, just died. He was approximately 150 years old.