Oğlunun kazada yaralandığı haberi ona büyük bir şoktu.
- The news that her son was injured in the accident was a great shock to her.
Şoktan dolayı çıldırdı.
- She went mad because of the shock.
Biz onun ani ölümünden oldukça sarsıldık.
- We were quite shocked by her sudden death.
Tom biraz sarsılmış görünüyordu.
- Tom looked a little shocked.
Bu saat darbeye dayanıklı.
- This watch is shock-proof.