a trivial remark (especially in the term sweet nothings)

listen to the pronunciation of a trivial remark (especially in the term sweet nothings)
English - Turkish

Definition of a trivial remark (especially in the term sweet nothings) in English Turkish dictionary

nothing
hiçbir şey

O hiçbir şeyi değiştirmeyecek. - That'll change nothing.

Ailen hakkında hiçbir şey bilmiyor. - She knows nothing about your family.

nothing
hiç

Açığa çıkartılmayacak hiçbir sır yoktur. - There is nothing concealed that will not be revealed.

O hiçbir şeyi değiştirmeyecek. - That will change nothing.

nothing
hiç bir şey

Ona yardım etmek için yapabileceğim hiç bir şey yok. - There's nothing I can do to help her.

Utanacak hiç bir şeyin yok. - You have nothing to be ashamed of.

nothing
{i} boş söz
nothing
önemsiz (şey)
nothing
hiçlik

Akıllı insanlar hiçlikten nasıl para kazanılacağını bilirler. - Clever people know how to make money out of nothing.

Maddenin esas olarak hiçlikten oluşmaktadır. - Matter is composed chiefly of nothing.

nothing
yokluk
nothing
hiçbiri

Ya hepsi, ya da hiçbiri. - It's either everything or nothing.

O, sevgilisinin arzuların tatmin etmek için her şeyi yaptı ama hiçbiri işe yaramadı. - He had done everything to satisfy his beloved's desires, but nothing worked.

nothing
önemsiz kimse
nothing
sıfır

Senin değerin sıfırdan daha az. - You're worth less than nothing.

Son puan iki sıfırdı. - The final score was two to nothing.

nothing
önemsiz şey
nothing
boşuna

Ben armutları boşuna aldım. - I got the pears for nothing.

Hiçbir şey birinin boşuna yaptığı şey kadar pahalı değildir. - Nothing is as expensive as what one does in vain.

nothing
hiç bir suretle
nothing
{i} önemsiz şey/kimse, hiç: Your problems are nothing compared to mine. Senin sorunların benimkilerin yanında hiç
nothing
olmaz

O eski köyde asla hiçbir şey olmaz. - Nothing ever happens in that old village.

Gerçekleştirmediğin sürece hiçbir şey olmaz. - Nothing happens unless you make it happen.

nothing
asla

Tom öyle bir şeyin bir daha asla olmayacağını söyledi. - Tom said that nothing like that would ever happen again.

Hiçbir şey asla değişmeyecek. - Nothing will ever change.

nothing
Ben karışmam
nothing
for nothing bedava
nothing
katiyen

Katiyen yapmayacaksın. - You'll do nothing of the kind.

Tüm gün katiyen bir şey yemedim. - I ate absolutely nothing the whole day.

English - English
nothing
a trivial remark (especially in the term sweet nothings)
Favorites