English - Turkish
Definition of a traveling show; having sideshows and rides and games of skill etc in English Turkish dictionary
- fair
- {i} panayır
- carnival
- karnaval
Bu gece Tom'la karnavala gittiğini düşünüyordum.
-I thought you were going to the carnival with Tom tonight.
Evet, ben Brezilyalıyım. Hayır, karnavaldan hoşlanmıyorum.
-Yes, I am Brazilian. No, I don't like carnival.
- carnival
- {i} gezici sirk veya fuar
- carnival
- (Sosyoloji, Toplumbilim) karnaval (bak)
- carnival
- {i} festival
- fair
- pak
- carnival
- şenlik
- fair
- {s} güzel, açık ve güneşli (hava)
- fair
- pazar
- fair
- eşit
Dün gece ipek ve ince kumaş hakkında ya da eşitlik ve adil yargılama hakkında bir rüya gördüm.
-I dreamt a dream last night, about silk and fine cloth or about equality and fair trial.
- carnival
- Katolik ve Ortodokslann büyük perhizden önce gelen eğlence zamanı
- carnival
- {i} eğlence
- carnival
- {i} büyük spor olayı
- fair
- {s} çok
Bu çok adil değil, değil mi?
-That's not very fair, is it?
Öğretmen, sınavlarımızda not verirken çok adildi.
-The teacher was very fair when she marked our exams.
- fair
- {s} beyaz tenli
- fair
- harfi harfine
Related Terms
a traveling show; having sideshows and rides and games of skill etc
Hyphenation
a trav·el·ing show; ha·ving sideshows and rides and games of skill etcPronunciation
Resimler
History
Favorites