Tom, mezarlıklık vardiyasında çalışmayı sevmiyor.
- Tom doesn't like working the graveyard shift.
Bütün hayatım boyunca böyle kasvetli bir mezarlık görmedim.
- Never in all my life have I seen such a dreary graveyard.
Dan, Linda'yla mezarlıkta buluştu.
- Dan met Linda at the cemetery.
Tom Mary'nin cenaze töreni bitmeden mezarlıktan ayrıldı.
- Tom left the cemetery before Mary's funeral was over.