Polis ondan kuşkulandı.
- He fell under the suspicion of the police.
O kuşkuya layık değildi.
- He wasn't worthy of suspicion.
Onun hikayesi benim şüphemi uyandırdı.
- His story aroused my suspicion.
Tom cinayet şüphesi altında idi.
- Tom was under suspicion for murder.