a toy; a trifle; a plaything

listen to the pronunciation of a toy; a trifle; a plaything
English - Turkish

Definition of a toy; a trifle; a plaything in English Turkish dictionary

trick
{i} numara

Çocuk bir sürü sihirli numaralar biliyor. - The boy knows many magic tricks.

Siz yaşlı bir köpeğe yeni numaralar öğretemezsiniz. - You can't teach an old dog new tricks.

trick
{i} güzel kadın
trick
(fiil) kandırmak, oyun etmek, oyuna getirmek, aldatmak, faka bastırmak
trick
katakulli
trick
fırıldak
trick
kazık
trick
birine oyun oynamak
trick
şeytanlık
trick
al
trick
oyun

Sık sık bana oyunlar oynardı. - She would often play tricks on me.

Bana oyun oynamaya çalışmanızın faydası yok. - It is no use trying to play a trick on me.

trick
hüner

Yaşlı bir köpeğe yeni hünerler öğretmek zor. - It's hard to teach an old dog new tricks.

trick
ustalık
trick
muzip

Kardeşine muziplik yapmayı bırak. - Stop playing tricks on your brother.

trick
el çabukluğu
trick
üçkâğıda getirmek
trick
incelik
trick
{i} 1. hile, oyun, dolap, numara: She uses tears as a trick to gain sympathy. Kendini acındırmak için ağlama numarası yapıyor. play a trick on
trick
{i} çalım
trick
{i} üçkâğıtçılık
English - English
trick
a toy; a trifle; a plaything
Favorites