O, tepenin üst kısmında yaşıyor.
- He lives at the top of the hill.
Sayfanın üst kısmındaki resme bak.
- Look at the picture at the top of the page.
Tartışma için uygun bir başlık değil.
- It's not a suitable topic for discussion.
Altı saatlik tırmanıştan sonra, nihayet dağın zirvesine ulaşmayı başardık.
- After six hours' climbing, we finally succeeded in reaching the top of the mountain.
O, tepeye ulaşamayacak kadar çok kısa.
- She's too short to reach the top.
Fuji
We climbed to the top of Mt. Fuji.
En üst çekmecene bak.
- Look in your top drawer.
Lütfen bu kitabı en üste koyun.
- Please put this book on the very top.
Kadın masanın üstündedir.
- The woman is atop the table.
O en yüksek hızda sürüyor.
- He is driving at top speed.
Bu şarkı benim ilk onumda on bir numara.
- This song is number eleven in my top ten.
Aziz Benedict ilk manastırı Monte Cassino'nun tepesinde kurdu.
- St. Benedict established his first monastery on top of Monte Cassino.
Her sabah dünyanın zirvesinde görünüyorsun.
- You look on top of the world every morning.
Altı saatlik tırmanıştan sonra, nihayet dağın zirvesine ulaşmayı başardık.
- After six hours' climbing, we finally succeeded in reaching the top of the mountain.
Her top is a blue baggy.
Kadın masanın üstündedir.
- The woman is atop the table.
Dağın tepesinde bir tapınak vardır.
- There is a shrine atop the mountain.
Birçok en iyi sporcular egzersizlerden sonra buz banyosu yaparlar.
- Many top athletes take ice baths after workouts.
Bu site en iyiler listesinde. Eğer onu ilginç bulursan, lütfen tıkla!
- This site is in a toplist. If you found it interesting, please click!
The envoy found the French king playing the part of horse while his young son rode atop.
And other things, she echoed, nodding slowly and resting her body a little more atop him again.
His kite got caught at the top of the tree.
Tom crushed the sheet of paper up into a ball and threw it across the room.
- Tom kağıdı bir top gibi kırıştırdı ve odanın içinde fırlattı.
This ball is that boy's treasure.
- Bu top o çocuğun servetidir.
You think Tom's got big muscles? I'm packing literal cannons beneath these sleeves!
- Sen Tom'un büyük kasları mı var sanıyorsun? Ben bu kollar altında gerçek toplar paketliyorum!
The first human cannonball was a 14-year-old girl called Zazel.
- İlk insan top güllesi Zazel adlı 14 yaşında bir kızdı.
He was in charge of the fundraising efforts.
- O, bağış toplama çabalarından sorumluydu.
Tom twisted the knob and opened the door.
- Tom topuzu çevirdi ve kapıyı açtı.
Tom turned the knob and pushed the door open.
- Tom topuzu çevirdi ve açmak için kapıyı itti.
The first human cannonball was a 14-year-old girl called Zazel.
- İlk insan top güllesi Zazel adlı 14 yaşında bir kızdı.
The ball rolled across the road.
- Top, yolun karşısına yuvarlandı.
The ball rolled on the ground towards me.
- Top yerde bana doğru yuvarlandı.
She wears her hair in a bun.
- O, saçını topuz yapar.
We saw a bunch of birds.
- Bir kuş topluluğu gördük.
The guns thundered away all night.
- Toplar bütün gece gümbürdedi.
I've been hearing gunfire in the distance.
- Ben uzaktan top ateşi duyuyorum.
... some of the toughest-to- deal-with schools. We've got a program called Race to the Top ...
... play. Through our Race to the Top program, we've worked with Republican and Democratic ...