Bir kurbağayı bir kara kurbağasından ayırt edemem.
- I can't tell a frog from a toad.
Kurbağayı kara kurbağasından ayırt edemem.
- I cannot distinguish a frog from a toad.
Kara kurbağası ötmeye başladı.
- The toad started to croak.
Kurbağayı kara kurbağasından ayırt edemem.
- I cannot distinguish a frog from a toad.
Tom Mary'ye büyük yastıklı bir zarf uzattı.
- Tom handed Mary a large padded envelope.
Tom uyku tulumunun altına bir köpük yastık koydu.
- Tom put a foam pad under his sleeping bag.
Roket, fırlatma rampası üzerinde patladı.
- The rocket exploded on the launch pad.
Roketler bir fırlatma rampasından ateşlendi.
- The rockets were fired from a launching pad.
... IT'S "ME," YOU TOAD. ...