a time at which something begins; outset

listen to the pronunciation of a time at which something begins; outset
English - Turkish

Definition of a time at which something begins; outset in English Turkish dictionary

offset
dengelenmek
offset
(Ticaret) netleştirme
offset
(Matbaacılık, Basımcılık) boru dirseği
offset
düzbaskı
offset
kaymış
offset
basım ofset
offset
denkleştirmek
offset
(fiil) (-set) denge meydana getirmek: karşılığı ile denkleştirmek; boruya dirsek koymak; ofset usulü basmak; dallanmak
offset
(Bilgisayar) Öteleme
offset
(isim) daldırma dal, fışkırma dal, piç fidan; bir aile veya ırk kolu; bir dağ sırasının ovaya uzanan burnu; (mim.) duvar kalınlığının azaldığı yerde meydana gelen raf gibi düz çıkıntı; (mak.) engeli aşması için bir boruya konulan dirsek; ana çizgiden dikey olarak ölçülen kısa mesafe; (matb.) ofset usulü
offset
merkezden uzak/ofset
offset
ofset (baskı)
offset
boruya dirsek koymak
offset
{i} ofset baskı
offset
karşılığı ile denkleştirmek
offset
{f} dirsek takmak (boru)
offset
göreli konum
offset
baş/düzbaskı/dal/bedel
offset
fışkırma dal
offset
dengele
English - English
offset
a time at which something begins; outset
Favorites