Tom şapkasındaki bir parça kiri fırçaladı.
- Tom brushed a bit of dirt off of his hat.
Bana o koyun etinden biraz ayır. Bir parça et için açlıktan ölüyorum.
- Save me some of that mutton. I'm starving for a bit of meat.
Biraz sakinleşmelisin.
- You should relax a bit.
Sandalyeyi biraz oynatabilir misiniz?
- Could you move the chair a bit?
Kimya ile zerre kadar ilgilenmiyorum.
- I'm not a bit interested in chemistry.
Could you move that up a bit?.
All day he worked, cutting out pennies and shillings and half-crowns and threepenny-bits.
All these skinny modern chicks with their perky threepenny bits do nothing for me.