a thin, flat layer of material; as, a sheet of tinfoil

listen to the pronunciation of a thin, flat layer of material; as, a sheet of tinfoil
English - Turkish

Definition of a thin, flat layer of material; as, a sheet of tinfoil in English Turkish dictionary

sheet
{i} çarşaf

O çarşafları yatağın üzerine koydu. - She put sheets on her bed.

Bir çarşaf kadar beyazsın. - You are as white as a sheet.

sheet
kağıt yaprağı

Yapıştırıcı ile iki kağıt yaprağını birbirine yapıştırdım. - I stuck two sheets of paper together with paste.

Tom Mary'ye resmi görünümlü kağıt yaprağı verdi. - Tom handed Mary an official-looking sheet of paper.

sheet
tabaka (buz için)
sheet
(Bilgisayar) sayfası
sheet
saç
sheet
çizim
sheet
gazete

Polis, cesedi gazeteyle örttü. - The police covered the body with a sheet.

sheet
yatak çarşafı
sheet
kâğıt yaprağı

Tom Mary'ye resmi görünümlü kağıt yaprağı verdi. - Tom handed Mary an official-looking sheet of paper.

Yapıştırıcı ile iki kağıt yaprağını birbirine yapıştırdım. - I stuck two sheets of paper together with paste.

sheet
(Muzik) Nota kağıdı

Nota kağıdını okuyamam. - I can't read sheet music.

Nota kağıdını okuyabilirim. - I can read sheet music.

sheet
{i} tabaka

Denizaltı yüzeye doğru ince bir buz tabakasını yarıp geçmek zorunda kaldı. - The submarine had to break through a thin sheet of ice to surface.

sheet
yelkenin iskotasını çekmek veya takmak
sheet
{i} katman
sheet
büyük kurtuluş ümi
sheet
{i} (buz için) tabaka: The lake was covered with a sheet of ice. Göl bir buz
sheet
{f} örtmek
sheet
{f} çarşaf örtmek
sheet
kağıt,yaprak
sheet
{i} (kâğıt/yufka için) yaprak
English - English
sheet
a thin, flat layer of material; as, a sheet of tinfoil
Favorites