Bebek ağlamayı kesti.
- The baby stopped crying.
Bebek ağlamayı kesti.
- The baby ceased crying.
Parkta dolaşırken, bir yavru kuş buldum.
- Walking in the park, I found a baby bird.
Neden sık sık yavru güvercinler görmediğimizi hiç merak ettiniz mi?
- Have you ever wondered why we don't often see baby pigeons?
Yaşlı bir adam, büyük oğlu, küçük kızı ve küçük bebeği ile eski kiliseye girdi.
- An old man entered the old church with his elder son, his younger daughter and her little baby.
Mary'nin bebeği bir aydan daha küçük.
- Mary's baby is less than a month old.