Zil öğle saatinde çalar.
- The bell rings at noon.
John, zil çalar çalmaz ayağa fırladı.
- John jumped to his feet the moment the bell rang.
Yangın durumunda, çanı çal.
- In case of fire, ring the bell.
Tom uzaktaki tapınak çanını duydu.
- Tom heard the temple bell in the distance.
Japonya'ya bir telefon görüşmesi nasıl yapabilirim?
- How can I make a telephone call to Japan?
Telefon görüşmesi altı saat sürdü.
- The telephone call lasted six hours.