English - Turkish
Definition of a tariff or duty on goods, etc in English Turkish dictionary
- average
- ortalama düzey
- average
- {i} averaj
Onun yüksek bir topa vuruş averajı vardır.
-He has a high batting average.
- average
- {i} avarya
- average
- muhammin
- average
- orta
En iyi halde ortalama bir not alacak.
-He will get an average mark at best.
Bölgenizdeki ortalama bir evin değeri nedir?
-What is the value of an average home in your area?
- average
- mat. -in
- average
- ortalamasını almak
- average
- {f} ortalama olarak almak
- average
- ortalama,v.ortalamasını al: n.ortalama
- average
- ortasını bulmak
- average
- (isim) ortalama, averaj, avarya; hasar, zarar; cari fiyat (borsa)
- average
- {f} ortalamasını bulmak
- average
- vasati yekun tutmak
- average
- (sıfat) ortalama; sıradan
- average
- {i} cari fiyat (borsa)
- average
- olağan, vasat, orta. f
- average
- ortalama gel/al
- average
- vasati olarak yapmak veya almak
Related Terms
English - English
Definition of a tariff or duty on goods, etc in English English dictionary
- average
a tariff or duty on goods, etc
Hyphenation
a tar·iff or du·ty on goods, etcPronunciation
Resimler
History
Favorites