Konuşma otuz dakika sürdü.
- The speech lasted thirty minutes.
On, yirmi, otuz, kırk, elli, altmış, yetmiş, seksen, doksan, yüz.
- Ten, twenty, thirty, forty, fifty, sixty, seventy, eighty, ninety, one hundred.
White ailesi Tokyo'ya on otuzda varacak.
- The White family will arrive in Tokyo at ten thirty.
Tom dün bana otuzdan fazla mesaj yazdı.
- Tom wrote me more than thirty messages yesterday.