a surfboard

listen to the pronunciation of a surfboard
English - Turkish

Definition of a surfboard in English Turkish dictionary

stick
{f} batırmak
surfboard
sörf

Tom bana yeni bir sörf tahtası aldı. - Tom bought me a new surfboard.

Tom bana bir sörf verdi. - Tom gave me a surfboard.

stick
{f} takılmak

Ne olduğunu görmek için biraz daha takılmak istiyorum. - I'd like to stick around a little longer to see what happens.

Tom takılmak istemiyordu. - Tom didn't want to stick around.

stick
kaynamak
stick
bulaşmak
stick
hançerlemek
stick
sokmak

Diğer insanların işine burnunu sokmaktan vazgeç. - Stop sticking your nose into other people's business.

stick
{f} takılıp kalmak
stick
koymak
surfboard
sörf tahtası

Yeni sörf tahtasını denemek için sabırsızlanıyordu. - He couldn't wait to try out his new surfboard.

Sörf tahtası bavuluma sığmaz. - The surfboard doesn't fit in my suitcase.

stick
{f} (stuck)
stick
(Askeri) (AIR TRANSPORT) PARAŞÜTÇÜ GRUBU (HAVA ULAŞTIRMA): Bir atlama penceresi veya kapısından, uçağın bir atlama bölgesi üzerinden bir geçişinde atlayan paraşütçü grubu
stick
{i} direk
stick
{i} ardarda atılan bombalar
stick
(Askeri) LEVYE: Bir uçakta, normal uçuş sırasında kanatçık ve irtifa dümenlerini hareket ettiren ve uçağın yatış ve irtifa değişikliğine komuta eden manivela. Bu manivela, normal uçuşta, uçağın gidiş yönünü değiştiren istikamet dümenlerini çalıştırmaz
stick
{i} (şerit halindeki çiklet/tebeşir/mobilya için) parça: Give me a
stick
{f} takmak
stick
idare kolu
stick
{i} kol

Kollarınız o çubuktan daha önemlidir, bu nedenle kolunuzu kullanmak yerine çubuğu kullanın. - Your arms are more important than that stick, so instead of using your arm, use the stick.

stick
{f} bırakmamak
stick
{i} engel (yarış)
stick
{i} uçaktan ardarda atlayan askerler
surfboard
{i} surfboard
surfboard
"surfing" denilen sporda kullanılan uzun tahta
surfboard
sörf tahta

Tom bugün bir sörf tahtası satın alabilir. - Tom might buy a surfboard today.

Tom bugün bir sörf tahtası alabilir. - Tom may buy a surfboard today.

English - English
stick
surfboard
A shaped waterproof plank, usually made of wood or foam and reinforced plastic, used to surf on waves
surfboard
To use a surfboard; to surf
surfboard
a narrow buoyant board for riding surf
surfboard
A surfboard is a long narrow board that is used for surfing
surfboard
{i} narrow lightweight board used for riding ocean waves
Turkish - English

Definition of a surfboard in Turkish English dictionary

surfboard
surfboard
a surfboard

    Hyphenation

    a surf·board

    Turkish pronunciation

    ı sırfbôrd

    Pronunciation

    /ə ˈsərfˌbôrd/ /ə ˈsɜrfˌbɔːrd/
Favorites