Tom bana yeni bir sörf tahtası aldı.
- Tom bought me a new surfboard.
Tom bana bir sörf verdi.
- Tom gave me a surfboard.
Ne olduğunu görmek için biraz daha takılmak istiyorum.
- I'd like to stick around a little longer to see what happens.
Tom takılmak istemiyordu.
- Tom didn't want to stick around.
Diğer insanların işine burnunu sokmaktan vazgeç.
- Stop sticking your nose into other people's business.
Yeni sörf tahtasını denemek için sabırsızlanıyordu.
- He couldn't wait to try out his new surfboard.
Sörf tahtası bavuluma sığmaz.
- The surfboard doesn't fit in my suitcase.
Kollarınız o çubuktan daha önemlidir, bu nedenle kolunuzu kullanmak yerine çubuğu kullanın.
- Your arms are more important than that stick, so instead of using your arm, use the stick.
Tom bugün bir sörf tahtası satın alabilir.
- Tom might buy a surfboard today.
Tom bugün bir sörf tahtası alabilir.
- Tom may buy a surfboard today.