Oda bu amaç için gayet uygun.
- The room is perfectly suitable for this purpose.
Araştırma amaçları için bir oda ayırın.
- Allocate a room for research purposes.
Atom enerjisi barışçıl amaçlarla kullanılabilir.
- Atomic energy can be utilized for peaceful purposes.
Ziyaretinizin amacı nedir?
- What is the purpose of your visit?
O müzik eğitimi amacıyla İtalya'ya gitti.
- He went to Italy for the purpose of studying music.
Biz kasıtlı olarak onun sırasını atladık.
- We skipped his turn on purpose.
Susan, öfkesini göstermek için kasıtlı olarak tabak kırdı.
- Susan broke the dish on purpose to show her anger.
Bunu mahsus yapıyorsun!
- You're doing it on purpose!
Okumaktan asıl maksadın ne olursa olsun, kitaplar sana her zaman memnuniyet ve tatminkârlık duygusu verecektir.
- No matter what your main purpose is in reading, books should never fail to provide contentment and satisfaction.
Çocuk kasten ayağıma bastı.
- The boy stepped on my foot on purpose.
Bunu kasten yaptın, değil mi?
- You did this on purpose, didn't you?