Ben Tom'a biraz ödünç para verdim.
- I loaned Tom some money.
Tom almaması gerektiğini bilmesine rağmen bir tefeciden ödünç para aldı.
- Even though Tom knew he shouldn't, he borrowed money from a loan shark.
Tom, Mary'yi ona biraz ödünç para vermesi için ikna etti.
- Tom convinced Mary to loan him some money.
Kimse bana ödünç para vermezdi.
- Nobody would loan me money.
Kimse bana para borç vermez.
- Nobody would loan me money.
Tom, Mary'ye bir dolar borç verdi.
- Tom loaned Mary a dollar.
Bana sözlüğünü ödünç ver, lütfen.
- Please loan me your dictionary.
Bana bir kalem ödünç verebilir misin?
- Can you loan me a pen?
İngilizce Fransızcadan gelen birçok ödünç kelimeye sahiptir.
- English has many loan words from French.
Bana bir kalem ödünç verebilir misin?
- Can you loan me a pen?