Tomurcuklar patlamaya başladı.
- The buds began to burst.
Su basıncı borunun patlamasına neden oldu.
- The water pressure caused the pipe to burst.
Kalabalıktan muazzam bir tezahürat patladı.
- A mighty cheer burst from the crowd.
Bizim su boruları patlamış.
- Our water pipes burst.
Tom birden kahkahayı patlattı.
- Tom suddenly burst out laughing.
Öyle güzel bir fıkraydı ki, herkes birden kahkahayı bastı.
- It was such a nice joke that everybody burst out laughing.