a sudden attack or convulsion, (e.g. an epileptic seizure)

listen to the pronunciation of a sudden attack or convulsion, (e.g. an epileptic seizure)
English - Turkish

Definition of a sudden attack or convulsion, (e.g. an epileptic seizure) in English Turkish dictionary

seizure
(Tıp) Hastalık nöbeti veya bu nöbete tutulma
seizure
vazıyet
seizure
{i} zapt
seizure
kazıklama
seizure
tutarık
seizure
kriz

Tom Mary'nin bir epilepsi krizi olduğunda ne yapacağını biliyor. - Tom knows what to do when Mary has an epileptic seizure.

seizure
ani hastalık nöbeti
seizure
{i} gasp
seizure
(isim) gasp, yakalama, tutma, ele geçirme, el koyma, zapt, haciz, felç, inme
seizure
nöbet,tutma
seizure
{i} tutma
seizure
{i} ele geçirme
seizure
{i} el koyma, haciz; müsadere
seizure
{i} felç
seizure
{i} yakalama
seizure
(Askeri) ELE GEÇİRME: Düşman kontrolü altındaki bir arazinin ihtiyari olarak sınırlandırılmış bir parçasının, bir harekat maksadıyla zaptı. Bir ada gibi tecrit edilmiş durumdaki bir arazi kitlesinin zaptı da, ele geçirme olarak ifade edilir
seizure
felç/haciz
English - English
seizure

He fell to the floor and convulsed when the epilectic seizure occurred.

a sudden attack or convulsion, (e.g. an epileptic seizure)
Favorites