Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

a substance used to soak into a surface and colour it

listen to the pronunciation of a substance used to soak into a surface and colour it
English - Turkish

Definition of a substance used to soak into a surface and colour it in English Turkish dictionary

stain
şaibe
stain
leke

Bu kumaş kolayca lekelenir. - This fabric stains easily.

Ellerim boya ile lekelendi. - My hands are stained with paint.

stain
lekelemek
stain
lekelenmek
stain
{f} leke olmak
stain
(fiil) lekelemek, leke yapmak, kirletmek, boyamak, renklendirmek, kirlenmek, leke olmak, boyanmak
stain
{i} kir
stain
{i} ağaca renk verme
stain
{f} kirlenmek
stain
leke sürmek lekelenmek
stain
{i} boya

Onun gömleği sosla boyandı. - Her shirt was stained with sauce.

Dudaklarım kalamar mürekkebi ile boyandığı için o bana gülüyor. - He's laughing at me because my lips are stained with squid ink.

stain
tahtaya renk vermek
stain
{f} lekele

Kırmızı şarap lekelerini halınızdan nasıl çıkarırsınız? - How do you remove red wine stains from your carpet?

Onun gömleği sos ile lekelendi. - His shirt was stained with sauce.

stain
{f} (kimyasal maddeyle) koyulaştırmak
stain
{f} renklendirmek
stain
{f} leke yapmak
stain
(Tekstil) leke; lekelemek, kirletmek
stain
{i} koyulaştırıcı kimyasal madde
English - English
stain