English - Turkish
Definition of a substance that dissolves, or makes a solution of, another substance in English Turkish dictionary
- solvent
- çözücü madde
- solvent
- ödeme gücü olan
- solvent
- {s} ödeyebilir
- solvent
- solvencybütün borçlarını ödeme iktidarı
- solvent
- {i} eritken
- solvent
- (Biyoloji) solvent
- solvent
- (sıfat) eritici, çözgen, çözücü, çözümleyen, gevşetici, rahatlatıcı, ödeyebilir, ödeme gücü olan
- solvent
- (Tıp) Eritici sıvı, eriyik
- solvent
- bütün borçlarını ödeyebilen (kimse/kuruluş)
- solvent
- {i} çözümleyici
- solvent
- {s} eritici
- solvent
- {s} çözümleyen
- solvent
- (Tekstil) çözücü, çözgen
- solvent
- (Askeri) SENTETİK KURU TEMİZLEME ERİYİĞİ, ERİTİCİ MADDE: Bak. "chlorinated hydrocarbon"
- solvent
- bütün borçlarını ödemeye muktedir
- solvent
- çözücü/ödeme gücü olan
- solvent
- {s} rahatlatıcı
- solvent
- {s} gevşetici
- solvent
- kim. çözücü
Related Terms
English - English
Definition of a substance that dissolves, or makes a solution of, another substance in English English dictionary
- solvent
a substance that dissolves, or makes a solution of, another substance
Hyphenation
a sub·stance that dissolves, or makes a so·lu·tion of, an·oth·er sub·stancePronunciation
Resimler
Favorites