a subset of a culture or of a society

listen to the pronunciation of a subset of a culture or of a society
English - Turkish

Definition of a subset of a culture or of a society in English Turkish dictionary

group
grup

Bir grup çete parayı çaldı. - A group of gangsters stole money.

Grup bombalama sorumluluğunu üstlendi. - The group claimed responsibility for the bombings.

group
{f} gruplandırmak
group
gruplamak
group
türkümlemek
group
türkümlere ayırmak
group
küme
group
gruplara ayrılmak
group
gruplaşmak
group
topluluk

Gruplar ya küçük bir toplulukla ya da tüm dünya ile bir ilgi paylaşmak için iyi bir yoldur. - Groups are a good way to share an interest with either a small community or the whole world.

Emperyalizm, güçlü zümrelerin başka topluluklara hükmederek imtiyazlarını koruyup genişletmeye çalıştığı ideoloji ve pratiktir. - Imperialism is an ideology and practice of powerful groups trying to secure or expand their privileges via dominating other groups.

group
{f} gruplaştır
group
{i} kütle
group
{i} öbek
group
{i} kafile
group
yan yana
group
aynı zamanda teşekkü1 ettiği farzolunan kaya tabakaları
group
(Tıp) Kimyasal bileşim hususunda birbirine benzer maddeler takımı
group
{i} manga
group
birbiri ile benzerlikleri olan hayvan veya bitki sınıfı
English - English
group
a subset of a culture or of a society

    Hyphenation

    a sub·set of a cul·ture or of a so·ci·e·ty

    Turkish pronunciation

    ı sʌbset ıv ı kʌlçır ır ıv ı sısayıti

    Pronunciation

    /ə ˈsəbˌset əv ə ˈkəlʧər ər əv ə səˈsīətē/ /ə ˈsʌbˌsɛt əv ə ˈkʌlʧɜr ɜr əv ə səˈsaɪətiː/
Favorites