Biz Japon tarihini incelemek için müzeye gittik.
- We went to the museum to study Japanese history.
Diğer galaksilerde hayat olsa bile, insanın onları incelemek için ışık hızında seyahat etmesi imkansızdır.
- Even if there is life in other galaxies, it is impossible for man to travel at the speed of light to study them.
Şimdi çalışmalıyım ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.
- I should study now, but I prefer staying on Tatoeba.
Tarih çalışmayı severim.
- I like studying history.
Teste çalışmak için evde kaldın mı?
- Did you stay home to study for the test?
O kadar çok televizyon izlemeseydi, çalışmak için daha fazla zamanı olurdu.
- If he did not watch so much television, he would have more time for study.
Bir araştırmaya göre her yıl 53.000 Amerikalı pasif içicilik sonucu ölüyor.
- A study reports that 53,000 Americans die each year as a result of secondhand smoke.
1937'de bir kamu oyu araştırması yapıldı.
- A public opinion study was made in 1937.
Öğrenim yapmak gerçekten kolay bir şey değildir.
- Studying really isn't something easy.
Öğrenim yapmak için yurtdışına giden öğrenci sayısı her yıl artmaktadır.
- The number of students going abroad to study is increasing each year.
Profesör Kay kırk yıldır böcekleri araştırmaktadır.
- Professor Kay has been studying insects for forty years.
Bilimin gerçek tanımı, dünyanın güzelliğini araştırmaktır.
- The real definition of science is that it's the study of the beauty of the world.
O, müzik öğrenmek için İtalya'ya gitti.
- He went to Italy in order to study music.
Yabancı bir dil öğrenmek zordur.
- Studying a foreign language is hard.
Babam bir garajı bir çalışma odasına dönüştürdü.
- My father converted a garage into a study.
Onun çalışma odası parka bakıyor.
- His study faces the park.
O, müzik öğrenmek için İtalya'ya gitti.
- He went to Italy in order to study music.
Çok çalışmalısın ve çok şey öğrenmelisin.
- You must study hard and learn many things.
Neden yurtdışında öğrenim görmek istiyorsunuz?
- Why do you want to study abroad?
Öğrenim görmek için İngilizce konuşan bir ülkeye gidemiyorsanız, belki İngilizce öğrenmenize yardım edebilecek yakında yaşayan ana dili İngilizce olan birini bulabilirsiniz.
- If you can't go to an English-speaking country to study, perhaps you can find an English native speaker living nearby that can help you learn English.
Tom yaşamını bu olguyu incelemeye adamış.
- Tom devoted his life to the study of this phenomenon.
Bir portre yapmaya hazırlanırken, arkadaşlarım konuyu yakından incelemek için bir sürü fotoğraf çeker.
- In preparation for painting a portrait, my friend takes many photographs in order to study the subject closely.
Biz aynı sınıfta İngilizce öğrenimi görmekteyiz.
- We study English in the same class.
Ama sonra o Londra'da dilleri çalışan bir öğrenci olan Jane Wilde'a aşık oldu.
- But then he fell in love with Jane Wilde, a student studying languages in London.
Paris'e çalışmaya gitmeden önce Fransızcamı tazelemeliyim.
- Before going to study in Paris, I must brush up on my French.
Yurtdışında okumaya karar verdim.
- I made a decision to study abroad.
On aydır Çin'de okumaktayım.
- I've been studying in China for ten months.
Çalışma yapmak için çok yorgunum.
- I'm too tired to do study.
Üniversitede ne okumak istiyorsun?
- What do you want to study at college?
On aydır Çin'de okumaktayım.
- I've been studying in China for ten months.
Bir portre yapmaya hazırlanırken, arkadaşlarım konuyu yakından incelemek için bir sürü fotoğraf çeker.
- In preparation for painting a portrait, my friend takes many photographs in order to study the subject closely.
Yıldızları incelemek için bir gözlemevi yaptı.
- He built an observatory to study the stars.
Kütüphanede çalışmayı denemek isteyebilirsin.
- You might want to try studying in the library.
Biraz daha çok çalışmayı denemeni tavsiye ediyorum.
- I recommend you try studying a bit harder.
Öğretmenin konuşması, Mary'nin daha sıkı çalışması için gayrete getirir.
- The teacher's talk stimulates Mary to study harder.
Biologists study living things.
I need to study my biology notes.
The study of languages is fascinating.
Thenne the kyng sat in a study and bad his men fetche his hors as faste as euer they myghte.
I study medicine at the university.
He studied the map in preparation for the hike.
I made a careful study of his sister.
My study was to avoid disturbing her.
... the study of populations of humans and non-human species that includes viruses like influenza, ...
... myself, I was able to find a case study of somebody who had ...