O hükümette üst düzey bir konuma sahiptir.
- She holds a senior position in the government.
İngilizce ve matematik üst düzey liselerde çok yapılır.
- English and mathematics are made much of in senior high schools.
Tabii, birçok emektar vatandaş emeklilikten memnundur.
- Of course, many senior citizens are happy with retirement.
Yaşlı birine yerini verdi.
- She gave her seat to a senior citizen.
Biletler genel giriş için 30 dolar ve öğrencilerle yaşlılar için 20 dolardır.
- Tickets are $30 for general admission and $20 for students and seniors.
Tom, son sınıf öğrencisi iken sınıf başkanıydı.
- Tom was class president when he was a senior.
Hyogo Üniversitesinde son sınıf öğrencisiyim.
- I am a senior at Hyogo University.