Çok az bir gayretle kitabı yazdı.
- She wrote the book with very little effort.
Gayretin övgüye şayan.
- Your effort deserves praise.
Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır.
- In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.
Çabalar sonuç getirmedi.
- The efforts brought about no effect.
Ortak çalışmaya dayalı bir çabaydı.
- It was a collaborative effort.
Gece boyu süren sağanak yağış, mahsur kalan feribottaki kazazedeleri kurtarma çalışmalarına sekte vurdu.
- Heavy rain throughout the night has hampered efforts to rescue survivors from the stricken ferry.
O, çaba harcamadan ağaca tırmandı.
- He climbed up the tree without effort.
Hiçbir şey çaba harcamadan ölümlülere verilmez.
- Nothing is given to mortals without effort.
Böyle zor zamanlarda girişimin hiçbir sıradan derecesi şirketi tehlikeden uzak tutmayacaktır.
- In difficult times like these, no ordinary degree of effort will get our company out of danger.