Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

a strong line

listen to the pronunciation of a strong line
English - Turkish

Definition of a strong line in English Turkish dictionary

rope
{i} halat

Tom eski halat köprüyü geçmeye çalışmanın mantıklı olmayacağına karar verdi. - Tom decided that it wouldn't be sensible to try to cross the old rope bridge.

Halat baskı altında kırıldı. - The rope broke under the strain.

rope
ip
rope
(Gıda) sünme
rope
{f} bağla

O, atın yükünü iple bağladı. - He fastened the horse's pack with a rope.

Tom sarı renkli naylon bir iple bağlandı. - Tom was tied with a yellow nylon rope.

rope
{i} kement

Sana kementleri göstereceğim. - I'll show you the ropes.

A line
bir çizgi
A line
A çizgisi
rope
dili kandırmak
rope
{i} içeceğin yapışkan oluşumu
rope
rope in k
rope
(Tekstil) halat, ip, sicim
rope
ip gibi dizilmiş şey
rope
{i} hareket özgürlüğü
rope
(isim) sicim, kement, urgan, ipe dizilmiş şeyler, dizi, hareket serbestliği, hareket özgürlüğü, içeceğin yapışkan oluşumu, halat, ip, ipe çekme (idam)
rope
{i} ipe çekme (idam)
rope
ip,v.bağla: n.ip
rope
{f} halatla bağlamak
rope
{i} hareket serbestliği
rope
{i} dizi
rope
{f} iple bağlamak
rope
(fiil) bağlamak, halatla bağlamak, kementle yakalamak, ip ip olmak (sıvı)
strong line
(deyim) take a firm /hard/strong line (with someone) (on/over sth.): kesin davranmak
English - English
rope
a strong line
Favorites