English - Turkish
Definition of a striking example in English Turkish dictionary
- mother
- {i} anne
Bu çocuğun annesi bir sunucu.
-This child's mother is an announcer.
Anne her zaman sabahları erken kalkar.
-Mother always gets up early in the morning.
- mother
- ana
Esperanto'yu ana dilim gibi konuşabiliyorum.
-I can speak Esperanto as if it's my mother tongue.
Merhametsiz adalet zulümdür, adaletsiz merhamet yok olmanın anasıdır.
-Justice without mercy is cruelty; mercy without justice is the mother of dissolution.
- mother
- {f} annelik yap
- mother
- {f} annelik etmek
- mother
- {f} anne gibi bakmak
- mother
- {f} -e anne gibi davranmak, -e annelik etmek
- mother
- köken
- mother
- (Bilgisayar) anneciğim
Sevgili anneciğim, neden çok üzgünsün?
-Dear mother, why art thou so sad?
- mother
- annelik yapmak
- mother
- (Bilgisayar) anneciğime
- mother
- kaynak
- mother
- hkr.annelik taslamak
- mother
- esas
- mother
- (isim) anne, ana, valide
Related Terms
English - English
Definition of a striking example in English English dictionary
- mother
a striking example
Hyphenation
a strik·ing ex·am·pleTurkish pronunciation
ı straykîng îgzämpılPronunciation
/ə ˈstrīkəɴɢ əgˈzampəl/ /ə ˈstraɪkɪŋ ɪɡˈzæmpəl/
Resimler
Favorites