a state or condition being blighted

English - Turkish

Definition of a state or condition being blighted in English Turkish dictionary
blight: {i} bozulma
blight: yanık
Yıkıcı bir patates yanıklığı ve kıtlık İrlandayı 1840 yılında vurdu. - A devastating potato blight and famine struck in Ireland in the 1840's.
blight: {i} kötü etki
blight: kötü etkilemek
blight: {f} boz
blight: samyeli
blight: {f} çürü
blight: {i} afet
blight: yakmak bu hastalıklardan birine yakalanmak
blight: herhangi bir felâket meydana getiren afet
blight: {i} küf
blight: (isim) mantar, küf; afet, felâket, yıkım; karmaşa; keşmekeş (Argo)
blight: {f} soldurmak, kavurmak, mahvetmek; kurutmak
blight: {i} mantar
blight: bitkileri kavuran ve mahveden yaygın birkaç çeşit hastalık
blight: {f} kötü izlenim bırakmak
blight: (fiil) kötü izlenim bırakmak; suya düşürmek; boşa çıkarmak, kırmak (umut)
blight: {f} suya düşürmek
blight: {i} karmaşa

English - English

Definition of a state or condition being blighted in English English dictionary: blight

a state or condition being blighted

Hyphenation

a state or con·di·tion be·ing blighted

ı steyt ır kındîşın biîng blaytîd

/ə ˈstāt ər kənˈdəsʜən ˈbēəɴɢ ˈblītəd/ /ə ˈsteɪt ɜr kənˈdɪʃən ˈbiːɪŋ ˈblaɪtɪd/

History

Favorites