a stalk or stem of certain species of grain, pulse, etc

listen to the pronunciation of a stalk or stem of certain species of grain, pulse, etc
English - Turkish

Definition of a stalk or stem of certain species of grain, pulse, etc in English Turkish dictionary

straw
{i} hasır

Tom bir hasır şapka aldı. - Tom bought a straw hat.

Tom bir hasır şapka ve güneş gözlüğü takıyordu. - Tom was wearing a straw hat and sunglasses.

straw
{i} pipet

Tom pipetle çikolatalı süt içiyor. - Tom was drinking chocolate milk with a straw.

Garsonun bana bir pipet getirmesini ister misin? - Will you ask the waitress to bring me a straw?

straw
{i} saman

Bir geleneksel Kore saman ayakkabısı bile bir çifte aittir. - Even a (traditional Korean) straw shoe belongs to a pair. (literal)

Devenin belini kıran son saman çöpü. - The last straw breaks the camel's back.

straw
samanlı
straw
sapsaman
straw
kamış çubuk
straw
(Tarım) anız
straw
hayali düşman
straw
işçi başı
straw
{i} kamış

Tom bir kamışla çikolatalı sütü içerken yemek odası masasına oturdu. - Tom sat at the dining room table, drinking chocolate milk through a straw.

straw
tahılların kuru sapı
straw
{i} saman çöpü

Boğulan bir insan saman çöpünü tutmaya çalışır. - A drowning man will catch at a straw.

O bir karınca yuvasına bir saman çöpü soktu. - He stuck a straw into an anthill.

straw
kukla
straw
kendi tara
straw
{i} önemsiz şey
straw
{i} çöp

Devenin belini kıran son saman çöpü. - The last straw breaks the camel's back.

Boğulan bir insan saman çöpünü tutmaya çalışır. - A drowning man will catch at a straw.

straw
kalfa
straw
(isim) çöp, hasır, saman, saman çöpü, kamış, pipet, hasır işi, hasır şapka, önemsiz şey
straw
straw hat hasır şapka
English - English
straw
a stalk or stem of certain species of grain, pulse, etc
Favorites