a stalk of grain, trifle, worthless thing

listen to the pronunciation of a stalk of grain, trifle, worthless thing
English - Turkish

Definition of a stalk of grain, trifle, worthless thing in English Turkish dictionary

straw
{i} hasır

Yeni hasır şapkamı beğeniyor musun? - Do you like my new straw hat?

Tom onu son gördüğümde bir hasır şapka giyiyordu. - Tom was wearing a straw hat the last time I saw him.

straw
{i} pipet

Kazadan sonraki bir ay boyunca, sadece pipet kullanarak sıvı tüketebildi. - For the first month after the accident she could only drink liquids through a straw.

Bir pipet alabilir miyim, lütfen? - May I have a straw, please?

straw
{i} saman

Devenin belini kıran son saman çöpü. - The last straw breaks the camel's back.

Boğulan bir insan saman çöpünü tutmaya çalışır. - A drowning man will catch at a straw.

straw
samanlı
straw
sapsaman
straw
kamış çubuk
straw
(Tarım) anız
straw
hayali düşman
straw
işçi başı
straw
{i} kamış

Tom bir kamışla çikolatalı sütü içerken yemek odası masasına oturdu. - Tom sat at the dining room table, drinking chocolate milk through a straw.

straw
tahılların kuru sapı
straw
{i} saman çöpü

O bir karınca yuvasına bir saman çöpü soktu. - He stuck a straw into an anthill.

Boğulan bir insan saman çöpünü tutmaya çalışır. - A drowning man will catch at a straw.

straw
kukla
straw
kendi tara
straw
{i} önemsiz şey
straw
{i} çöp

Boğulan bir insan saman çöpünü tutmaya çalışır. - A drowning man will catch at a straw.

O bir karınca yuvasına bir saman çöpü soktu. - He stuck a straw into an anthill.

straw
kalfa
straw
(isim) çöp, hasır, saman, saman çöpü, kamış, pipet, hasır işi, hasır şapka, önemsiz şey
straw
straw hat hasır şapka
English - English
{n} straw
a stalk of grain, trifle, worthless thing
Favorites